Agile'ın 4 Değeri

2001 yılında, ABD’deki bir kayak merkezinde, 17 yazılım gurusu bir araya geldi ve 2 gün boyunca yazılım geliştirme süreçlerinde geleneksel olanın aksine, daha üretken ve verimli olmanın yollarını konuştular. 

Bu 17 uzman, fikir birliğine vardıkları metni agilemanifesto.org web sitesinde yayınladı ve 68 dünya diline çevirdiler.

Manifesto çok sade ve özet olarak hazırlanmıştı, sadece 1 sayfa değer ve 1 sayfa da prensipleri içeriyordu. 

Agile Manifesto 4 temel değer ve 12 destekleyici prensipten oluşmaktadır. Bu değer ve prensipler özellikle çok tanımlayıcı değildir, uzun uzun açıklanmamış bilerek sade ve basit bırakılmıştır.

Değerler yaşarken ve çalışırken önemli gördüğümüz prensiplerdir. Davranışlarımıza, tutumlarımıza ve karar alma süreçlerimize rehberlik ederler. İş, hayat, dünya görüşümüzü oluştururlar.

Her şeyin hızlıca değiştiği iş ortamında katı kurallar ve süreçler zamanla yetersiz kalacak ve hızlıca demodeleşecektir. Asıl gereken çevikliği sağlayacak, vizyonu yansıtacak değer ve prensiplerdir. Kaotik bir ortamda, haritaların hep değiştiği bir ortamda değer ve prensipler yolumuzu gösteren pusula görevi görür. Hedefler çeviklik gereği değişebilir ama değerler bir geliştirme takımının hedeflerine ulaşmasına hep rehberlik yapar.  

Değerler prensiplere, prensipler kavramlara pratiklere ilham olur. Bu pratikler çeşitli araçları kullanır. Çevik alt çerçevelere inildikçe, prensipler- değerler teori düzeyinden daha pratiğe geçer, kurallaşır ve netleşir.  Tüm bu agile öğeler, agile düşünceseti (mindset) dediğimiz agile zihniyette yaşayabilir.

Şimdi Agile Manifesto'da yer alan değerlere göz atalım.

Agile Değerler

"Bizler daha iyi yazılım geliştirme yollarını uygulayarak ve başkalarının da uygulamasına yardım ederek ortaya çıkartıyoruz.

Bu çalışmaların sonucunda:

1. Süreçler ve araçlardan ziyade bireyler ve etkileşimlere

2. Kapsamlı dökümantasyondan ziyade çalışan yazılıma

3. Sözleşme pazarlıklarından ziyade müşteri ile işbirliğine

4. Bir plana bağlı kalmaktan ziyade değişime karşılık vermeye

değer vermeye kanaat getirdik. 

Özetle, sol taraftaki maddelerin değerini kabul etmekle birlikte, sağ taraftaki maddeleri daha değerli bulmaktayız."

Şimdi bunları açıklayalım.

1-Süreçler ve araçlardan ziyade; bireyler ve etkileşimler daha değerlidir. 

Değeri yaratan insanlardır ve değer, insanlar için yaratılır o halde prosedürlerden, araçlardan ziyade etkileşimlere, bireyi önemseyen bakış açısına odaklanılmalıdır. 

İnsanlar alet ve makine değildir, duyguları, hisleri vardır. Süreçler ve araçlar bürokratik engellere dönmemeli, yaratıcılığı, verimliliği engellememelidir. Tam tersine süreçler ve araçlar iletişimi artırmalı, etkileşimi kolaylaştırmalı, işbirliğini teşvik etmelidir. 

Araçlar değişebilir, gelişebilir odak nokta insanlar olmalıdır. İnsanlar etkileşimle sinerji yaratır ve sinerji daha yüksek değer üretimi için olmazsa olmazdır.

İletişim, engelleri yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırır ve şeffaflığı netliği artırır.  Bireylere ve birbiri ile olan etkileşimlerine değer vermeliyiz, insanları süreçlere katı kurallara kurban etmemeliyiz. En iyi stratejiler, en iyi araçlar, en iyi teknolojiler dahi arkasındaki insan realitesine dayanmazsa başarısız olur. 

İnsanların oynadığı otorite, güç, pazarlık oyunları, beceriksiz ve duygusal açıdan yorucu şeylerdir. 

2-Kapsamlı dökümantasyondan ziyade çalışan yazılım daha değerlidir.

Geçmişte dokümantasyon için muazzam miktarda zaman harcandı. Detaylı iş senaryoları, fonksiyonel gereksinim belgeleri, sistem gereksinim tanımlamaları, tasarım belgeleri, test senaryoları, test planları, kullanıcı kılavuzları ve bunlara dair onaylar. Bu detay düzeyi planlamada kaybolmaya, geliştirmede uzun gecikmelere neden oldu ve dikkati dağıttı. 

Dokümantasyon elbette önemli ama belge hazırlama bürokrasisine kapılmadan karmaşık olmayan, kısa, öz, anlaşılır, okunabilen, çalışan yazılıma yön verecek bir şekilde olmalıdır.

Çok iyi dokümantasyona sahip ama çalışmayan bir ürün mü yoksa çok iyi çalışan ama dökümantasyonu eksik bir ürün mü? Elbette çalışan. Çalışan yazılıma değer katacak dökümantasyon değerlidir.  

Agile, belgeleri ortadan kaldırmaz, ancak geliştiriciye, ayrıntılara boğulmadan işi yapması için gerekenleri içeren bir biçimde basit bir düzene sokar. 

3-Sözleşme pazarlıklarından ziyade müşteri ile işbirliği daha değerlidir.

En iyi sözleşmeler dahi, güven olmadığında başarısızlıkla sonuçlanabilir. Bir anlaşmada onu ruhen destekleyecek karakter ve ilişki temeli yoksa, yazıya dökülmesi pek bir şey ifade etmez. 

İnsanlarla işbirliği, aradaki güvenin artmasına ve değerlerin yükselmesine neden olur. Kazan-kazan tarzı her iki taraf için de faydalar içeren anlaşmalar işbirliği doğurur ve müşteriyi de takımın içine alarak bir sinerji ortaya çıkarır. 

Bir tarafın kazanan, diğer tarafın kaybeden olduğu Kazan-Kaybet anlaşmaları orta-uzun vadede ilişkilere ve işe zarar verir. 

Waterfall gibi geliştirme modelleri ile müşteriler, herhangi bir çalışmaya başlamadan önce, genellikle çok ayrıntılı olarak, ürün gereksinimlerini görüşürler. Bu, müşterinin geliştirme sürecine, geliştirme başlamadan önce ve tamamlandıktan sonra dahil olduğu, ancak süreç sırasında dahil olmadığı anlamına gelir. 

Agile Manifesto, geliştirme süreci boyunca aktif olan ve işbirliği yapan bir müşteriyi tanımlar. Bu, müşterinin ihtiyaçlarını karşılayan, müşteri açısından değerli ürünün geliştirilmesini çok daha kolaylaştırır. 

4-Bir plana bağlı kalmaktan ziyade değişime karşılık vermek daha değerlidir. 

Meşhur sözü bildiğinizden eminim. “Değişmeyen tek şey değişimdir.” Günümüz piyasalarında değişimler çok hızlı gerçekleşmekte, buna ayak uydurabilmek için daima adaptasyona açık ve çevik olunmalıdır. Yazılım geliştirme sürecinde baştaki planların haricinde mutlaka yeni gereksinimler, özellikler, değişiklikler ortaya çıkacaktır. 

Müşteri değişim istekleri ürün geliştirme süreci için inanılmaz faydalı ve değer üreticidir. Değer müşteri için yaratılır ve proje ne aşamada olursa olsun değişim taleplerine karşı pozitif, kucaklayıcı, hoşgörülü olunmalıdır.

Sistem kompleks ve değiştirilemez tasarlanmamalıdır. Mimari tasarım değişime ayak uydurabilecek temelde ve düzende olmalıdır. 

Aynı zamanda askeri bir geçmişi olan ABD başkanı Eisenhower plan yapmakla ilgili şöyle diyor "Savaşa hazırlanırken her zaman planların yararsız olduğunu ama planlamanın vazgeçilmez olduğunu gördüm." 

Yani plandan vazgeçmeyiz çok önemli onu yapacağız ama iş uygulamaya geldiğinde süreç içerisinde esnek olup değişime karşılık verip gerekirse planı revize edeceğiz, uyarlanacağız.